İdrakî temerküz noktası

İdrakî temerküz noktası; bir ‘tesirler’ veya enerjiler topluluğu olan insan varlığının (Varlık) ‘ruh’un ihtiyaçları na cevap verebilecek şekilde temerküz ettiği (bir noktayı merkez alarak toplandığı, konsantre olduğu); ‘beden’liyken, tesirlerinin bir kısmını az çok serbest olarak bulundurduğu; her ‘ölüm’ sonrasında döndüğü; kendisine mahsus bir idrakî noktadır. (84, 85, 86, 91, 315)

Noktanın fiziksel bir nokta olmayıp, idrakî bir nokta oluşu

İnsan denilen şey; bir varlığın, bağlı bulunduğu ruha hizmet etmesi için, Dünya küresindeki kaba maddeleri kendisine vasıta olarak kullanmak üzere bir araya toplamasıyla oluşturduğu bir bedendir. (84) İnsanın varlığı ise, ruhun bütün ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde, kâinatın bir noktasında temerküz etmiş çok ince madde partiküllerinden ibaret olan ve ruhun ihtiyaçlarına ait bütün ifadeleri kâinat boyunca taşıyan, belirli bir enerjiler veya tesirler kompleksidir. (84) Fakat burada nokta denilirken, dünyadaki mekân kavramında olduğu gibi sabit, donmuş bir yer kastedilmemektedir; buradaki nokta kavramını böyle düşünmemek gerekir. (84) Bu, fiziksel şartlar altında anlaşılması ve anlatılması zor ve genellikle imkânsız olan bir kavramdır; bu noktayı fiziksel bakımdan değil, idrakî bir nokta olarak anlamaya çalışmak gerekir: (85) Bu, öyle bir noktadır ki, ‘idrak’ nerede tespit edilirse, orada mevcuttur. (85) Şu halde o nokta, hem kâinatta belirli bir yerdedir, hem de her yerdedir. (85) ‘İdrakî mekân’ veya küresel mekân hakkındaki bilgilerle daha iyi anlaşılabilecek bu bilgi, üzerinde düşünüldüğü takdirde, birçok sezginin edinilebileceği ve başka problemlerin çözülmesinde de işe yarayacak bir bilgidir. (85) İşte varlık, bu mânâda kabul edilmesi gereken bir noktada temerküz etmiş bir tesirler veya enerjiler topluluğudur ve bu tesirler ya da enerjiler bir ruha aittir. (85)

İnsanın öz varlığındaki işlemlerin idrakî zaman ve mekâna tabi oluşu

İnsanların anladığı yüzey zamanı (Yüzeysel zaman) ve mekânı (Yüzeysel zaman mekânı) ölçüsüne girmeyen, çok ince enerjilerden veya tesirlerden oluşan bir varlık, dünyanın kaba maddelerine ancak bedeni vasıtasıyla tesir eder ve dünyadaki olaylar da bedenin tabi olduğu yüzeysel zaman realitesine göre cereyan eder; buna karşılık maddelerden gelen tesirler ise “küresel zaman idraki”yle kıymetlenerek ruha yansırlar. (186, 85)

Dünyada tezahür eden bütün kıymetler yalnızca dünyada geçerli, yüzeysel zaman idrakiyle ölçülebilen dünya şekilleri, hâlleri ve görünüşlerinden ibarettir; bunların ‘öz varlık’taki asıl kıymetleri ise, öz varlığın tâbi bulunduğu küre zamanının (Küresel zaman) sonsuz diyebileceğimiz idrak imkânlarıyla değerlenirler. (136)

Bedenlenme hâlinde tesirlerin temerküz noktasındaki durumu

insan varlığının bir beden ile ilişkisi, beyin hücrelerinin ‘manyetik alan’ına hâkimiyeti ve bu vasıtayla bütün organizması na tesirlerini göndermesi yoluyla olur. (91) Bu da varlığın tesirlerinin büyük kısmını temerküz noktasından bedene göndermesiyle sağlanır. (91) Tesirlerinin az bir kısmı ise daima, az çok serbest halde, beden dışındaki noktada bulunur. (91)

Bedenlenme sırasında ‘beyin’ hücreleri topluluğuna ancak lüzumu kadar tesir gönderen varlık, kendisine mahsus idrakî temerküz noktasını asla tümüyle terk etmez ve tümüyle bedene konsantre olmaz: (86, 87) İdrakî temerküz noktasında “enerjiler veya tesirler kompleksi” hâlindeki toplu durumunu daima muhafaza ederek, beyin hücrelerinin (Beyin hücreleri varlıkları) manyetik alanına tesirlerinin bir kısmıyla bağlanır. (86)

Varlık, her ne kadar kendi enerjilerinin küçük bir kısmını (1/8’ini) beyin hücrelerinin manyetik alanı dışında bırakmış ise de, bütünlüğü ve tekâmülü icabı olarak, bu kısım da bedenden tümüyle ayrılmış değil, onunla sıkı bir ilişki hâlindedir. (87) Kısaca insan varlığı, tüm beden hayatı boyunca bütünlüğünü, idrakî temerküz noktasında muhafaza eder. (86) İnsan anlayışıyla ifade etmek gerekirse, bedenlendiğinde, insan varlığının 7/8’i beyne bağlanmıştır ki, buna ‘şuur’ adı verilir; 1/8’i ise beden dışındaki idrakî temerküz noktasında az çok serbest halde kalır. (139, 91, 155, 146, 139, 88) Bedenlenmiş insan varlığının beden dışındaki idrakî temerküz noktasında kalıp, beynin manyetik alanına bağlanmamış kısımlarına (1/8’lik kısmına) ait serbest sahaya ise şuur-ötesi denir. (88) Şuur-ötesi ‘şuuraltı’ ve ‘şuurüstü’ denilen iki kısımdan ya da fonksiyon sahasından oluşur. (140, 141, 88)

Ölen bir insan için herhangi mekân sözkonusu değildir: (315) Onun mekânı varlığının temerküz etmiş olduğu idrakî noktadan ibarettir. (315)

Spatyom

Ölüm

Küresel zaman

İdrakî mekân

Varlık

İdrak